3 Mayıs 2018 Perşembe

0 Özge Erkin - Kutsal


~~~*~~~
Hep geride kalan olmuştu, 'giderim' diyememişti. Hep ondan gitmişlerdi. Kimseye kal, diyememişti. Bir gün... Belki bir gün 'gitme kal' diyeceği biri olurdu. Belki bir gün 'gitme kal' diyeceği biri olurdu. Belki bir gün 'sen iyi ol, ben kafama sıkar giderim' diyecek biri tarafından sevilirdi. Kim bilir belki...
~~~*~~~

Kutsal kitabını daha öncelerden, yani henüz kitap olmadan önce Wattpad'de okuyor ve her satırından keyif alıyordum. Şimdi ellerimde olunca ayrı bir zevkle okudum. Açıkçası hikaye halinden daha iyiydi. Soluksuz sayfa kokusu alarak okumak paha biçilemezdi.

Özge Erkin'in kelimeler üzerindeki gücüne hayranım. Öyle cümleler kuruyor ki yüreğe dokunuyor, öyle bir yansıtıyor ki kurguyu bazen hüzün üzerinize çöreklenirken gözleriniz doluyor bazen de içiniz sımsıcak olup sevgiyi, aşkı tadarken kalp atışlarınızı hızlandırıp yüzünüzde gülümseme oluşturuyor. Cidden çok iyi yazıyor ve genelde basit görünebilecek kurguyu bile muazzam hale getiriyor.

~~~*~~~
Hakim, göğsüne bastırdığı çocuğu hafifçe kendinden uzaklaştırarak gözlerine baktı. 
Bu iki gecenin birbirine karışması gibiydi... İki derin kuyunun kendi şifalı suyunu birbirine ikram etmesi gibiydi. Bu aşk gibiydi. 
"Babası..."
Dünya döner, asla durmazdı. Ama Hakim için o an dünya durdu.

~~~*~~~

Destan kitabından sonra Özge Erkin'in neler yazabileceğini okuduktan sonra bu kitaba dair beklentim yüksekti ki zaten hikaye olduğu dönemlerden de ne bekleyeceğimi biliyordum. Her bir satırı ile beklentimi karşıladı. Wattpadde belki milyon kez okuduğum satırları şimdi kitap olarak okurken bile aynı hazzı aldım.

Kutsal, en başından beri kalbimde yer edinmişti ama Hakim'in tarifiyle o "babası" dediği yerlerde... benim de yüreğim gitti. Öyle masum ve öyle muhteşem bir canlının böylesi bir eksikliği hissetmesi... insanın yüreğine dokunuyor.

Mehveş ise... kadın tek kelimeyle hayran olunası. Her şeye rağmen güçlü, içindeki o yıkık dökük küçüm kız çocuğuma rağmen ayakta kalabiliyor ya... helal olsun.

~~~*~~~
"Bırakmayacağım seni, dedim Mehveş, neresini anlamadın?"
"Ben anlayacağımı anladım da sen oyun oynayacak yanlış kadını seçtin."
"Ben yeryüzünde aşkı ayaklarına sereceğim en doğru kadını seçtim. Cüretim aşktan."
~~~*~~~

Hakim ise... Adam! Sen anlatılmaz yaşanırsın be!

Açıkçası Hakim'in pes etmeyip her daim Mehveş'in peşinde olması ikisine de sonsuz mutluluk getirdi. Keşke.. böylesi bize de denk gelse. Ama o aşkı kıskandım. O aşka özendim. O aşktan istedim bende. Öylesine mükemmeldi, kusursuzdu, muhteşemdi.

Hele ki Mehveş, Hakim'i vurduğunda... tekrar tekrar okuduk ki wattydeyken de o satırları tekrar tekrar okumuştum. O duyguları nasıl da güzel anlatmıştı yazar. Bir de Hakim hastanedeyken Mehveş'in duyguları... o güçlü kadının yerinde yerler eserken daha çok sevdiğini kaybetme eşiğine gelen bir kadın okuduk ve ben o kadına da hayran oldum. Mehveş'in içinde barındırdığı her kadın hayran olunasıydı.

~~~*~~~
Aşka düşmüş insanın duruşundan, bakışından bile belli olur içindekileri. Bu adamın aşka düşmüşlüğü o kadar belli ki. Bu insanın karşısına bir kere çıkar Mehveş. Kıymetini bildin bildin, yoksa benim gibi kavrulursun. Sevdiğinin üzerine sinen yabancı kadınların kokusuyla yüreğini kızgın yağlarda yıkarsın. Çok canın yanar Mehveş."
"İstemiyorum. Yanmak da yakmak da istemiyorum."
"Ama o kararını vermiş Mehveş. Yanmaya da yakmaya da hazır."
~~~*~~~

Anneliği ise... işte budur dedirtti. Hakim'in karşısına geçip de bebeği istediğini söylediğinde... kadın sensin işte dedim.

Bu kitapta cidden anneliğin kutsallığını dibine kadar okuyoruz resmen. Neyse daha bahsedersem kitap içeriği olacak :)

Hakim'in kardeşi Erkin... alınmayın kızmayın ama o bazen fırlama tavırlarına vuruldım. Çok tatlıydı.

Devran ve Efsun'u görmek beni en mutlu eden şeydi çünkü kim ne derse desin onların hikayesi benim için yazarın yazdığı en zirve kitap. Bazen sayfalarını karıştırdığımda bile içim titrer.

Süheyla ve Vural ise... zaman zaman Vural'a kızdım. Kadın seni istiyor, seninle olmak istiyor, her şeyi göze alıyor da sen ne ödleklik yapıyorsun dedim. Ama işte herkesin kendince fikri ve bahaneleri var ne yazık ki. Ama benim nazarımda çok geçersizdi bahaneleri. Neyse ki onlarda mutluluğu buldular.

~~~*~~~
Umurumda değil eski yaraların, geçip giden yılların. Bundan sonraki her saniyen benim, kadın. Alış buna. Kimi, nasıl seveceğini öğreteceğim sana Meneviş. Akan kanıma ant olsun ki öğreteceğim. 
~~~*~~~

Kitabın en can alıcı noktası son sayfa, Kutsal'ın babasına, Hakim'e yazdığı mektuptu.

Kitabın son bölümü çok güzeldi. Tam da bu kitaba yakışandı açıkçası.

Ben şimdi Karahan'ı Kutsal'ı ve Aytun'un hikayelerini okumak isterim. O gençler de ne kadar babaları ve anneleri izinden gidiyor görmek isterim. Gerçi Yakut ve Mahinev'inde okurum olursa ;)

Sanırım sıradaki kitabımız Usta olacak. Çünlü asıl hikaye ondan çıkacak gibi geliyor. Sanırım bir Destan kadar etkileyici olur.

Neyse, çok uzattım. Ben kitaba bayıldım. Muhteşemdi. Zaten Özge Erkin kalemini seviyorum. Dediğim gibi kelimeleri çok ustaca kullanıyor ve okurun kalbine dokunuyor aklında yer ediniyor. Bu yüzden daha fazla kitabını okumak isterim. Size de tavsiye ederim.

~~~*~~~
Aşk yüreğini bir sıkıp bir bırakıyordu o anda. Aşk hükümdarlığını ilan ediyordu gönül topraklarında. Namını ayaklar altına alıp sadece sevilen bir kadının suretine dönüşmesine sebep oluyordu. Aşk, Mehveş'i gerçek anlamda bir kadın yapıyordu ilk kez...
~~~*~~~

Ama bu kitaptan önce mutlaka Masum Koza ve Destan kitaplarını okuyun çünkü burada geçen karakterlerin isimlerini ve hatta Destan'daki karakterlerin cismini de görüyorsunuz. :)


Kitabın adı    : Kutsal
Yazarı           :  Özge Erkin
Yayınevi        : Müptela
Sayfa sayısı    : 496

Kitabın tanıtım yazısı: 

Bu aşk sizi derinden sarsacak çünkü bir adam bir kadinin ilk önce anneliğine vurulacak!

Bir kadının meneviş gözlerine düşen aşkla sınanacak asi yüreği... Aşkının miladını ise belirleyecek en "Kutsal'ı"...

Bir adamın gece karası gözlerine düşen aşkla sınanacak cesur yüreği... Aşkının miladını ise belirleyecek onun en "Kutsal'ı"...

-HAKİM-

Yedi düvele sürdüm namımı.

Eyvallah etmedim, baş eğmedim.

Bir deli yangına tutuldum da aşka selam durdum.

Ellerindeki ateşte kavurdum umudumu, tenindeki alevde doyurdum ruhumu. Gözlerindeki ay ışığı ile çizdim yolumu.



-MEHVEŞ-

Dimdik ayakta durdum yedi düvele karşı. Eyvallah ettiler, baş eğdiler.

Bir deli yangın durdu karşımda da almadım selamını,

Elimdeki ateşlerle yaktım tüm umutları.

Tenimdeki alev ile aç kaldım ama direnemedim daha fazla

Gözlerimdeki ay ışığı ile akıttım ruhumu,

Bir avuç kora efsane yazdım.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın