24 Kasım 2016 Perşembe

1 Margaret Peterson Haddix - Sürgün Çocuklar (Children of Exile #1)


~~~*~~~
"İnsan yaşamının amacı, başkalarına hizmet ve yardım etme isteği göstermek, merhamet duymaktır."
~~~*~~~

Yorumuma Fredkent'in kuruluş ilkelerinden biriyle başlamak istedim :)

Go Kitap yine ilginç bir kitap bulmuş ve bunu okurlarıyla paylaşmış =)

Margaret Peterson Maddix'in gençlik dizisi kitaplarından birkaç tanesine denk gelmiş ve bana fazla çocuksu geldiği için hiç okumamıştım. Go Kitap'ın da genç yetişkin romanları çıkardığı göz önüne alınırsa bu kitabın güzel olacağını düşünerek başladım.

Ancak açık yüreklilikle şunu söyleyebilirim kitap, kesinlikle sabırla okunması gereken bir kitap. Çünkü başlarda monoton ilerleyen günlük hayatı anlatan kurgusu okurken sıkıyor ve içinizi bayıyor. Ancak sonlara doğru ilginçleşmeye başlayarak merak uyandıran bir moda geçiyor. Tam o modda okumaya başlıyorsunuz ki... puf! K itap bitti. Devamı çıkmış olsa hemen alıp okunsa o zaman daha iyi olabilirdi ancak şöyle bir durum var ki serinin 2. kitabı henüz yurt dışında da yayınlanmadı.

Ne yaptın Go Kitap? :) Böyle biten bir kitap nasıl beklenir ki :)

~~~*~~~
"En sevdiğinizkişi, tanıdığınızın içinde en çok sevdiğiniz kişidir," diye direttirdi Edwy, henüz küsmemişken. "Çünkü en sevdiğiniz biri varsa o kişiden az sevdiğiniz birileri de vardır. Hatta nefret ettiğiniz birileri bile olabilir."
"İnsan insandan nefret etmez," demiştim Edwy'e.
~~~*~~~

Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse, küçük yaşta - henüz bebekken- ailelerinden alınarak uzaklaştırılan çocuklar ailelerinin yanına dönmek zorunda kalıyorlar. Yetiştirildikleri yerde mutluluk, sakinlik, saygı ve sevgi üzerine kurulu olan hayatları normal dünya hayatı için fazlasıyla sakin ve buradaki hayat onlara fazla şiddet ve nefret içerikli geliyor. Buradaki hayata gerçek ebeveynlerine alışmaya çalışırlarken aynı zamanda Dünya'da olan olayları ve olayların altındaki sırları çözmeye başlıyorlar ve hayatları tehlikeye giriyor.

Sırlar kendini göstermeye kitap ilginçleşmeye başladığı noktada ise kitap bitiyor.

Açıkçası başlarda sıkıldığım ve bitmesi için gözüne baktığım bir kitaptı ama sonlara doğru olan kurgu döngüsü ise ilgimi çekti. Diyorum ya 2. kitap çıkmış olsaydı kesinlikle okurdum.

Kitabı ise tavsiye eder miyim? Aslında sabırlı bir okur iseniz ve sonuna kadar okumayı ve daha sonrasında 2. kitabı beklerken meraklanmayacağınızı düşünüyorsanız okuyun. Yoksa 2. kitap çıksın sonra okuyun derim ben.

Ama dediğim gibi serinin ilk kitabı ve birçok şeyi anlatması ve değişiklikleri görmek için bize normal gelen şeyler ve günlük hayat rütinlerini kitapta görmek sıkıcı geldiğini inkar edemem.

2. kitabın çıkmasını bekliyorum çünkü neler olacağını merak ediyorum. Bunların Dünya'nın başına daha da önemlisi bu çocukların başına neden geldiğini merak ediyorum.

~~~*~~~
Koltuğun kılıfını ve altındaki minderi kaldırarak, metal çerçeveye kazınmış kargacık burgacık yazıya baktım. 
İlk kısmı okumayı başardım: SELAM, DÜNYA...
...
Ama mesajın gerisini çözünce, gülümsemem bir anda kayboldu:
BU İNSANLAR DA GERÇEK DEĞİL.
~~~*~~~

Kitabı okuyup okumama konusunu da sizlere bırakıyorum.

Kitabın adı    :  Sürgün Çocuklar
Orijinal adı   : Children of Exile
Yazarı           : Margaret Peterson Haddix
Çevirmen      : Selen Ak
Seri bilgisi     : Children of Exile #1
Yayınevi        : Go Kitap
Sayfa sayısı    : 307

Kitabın tanıtım yazısı: 

YETİM DEĞİLMİŞİZ MEĞER…

Daha küçücük birer bebekken Fred adındaki yetişkinler tarafından güvenlikleri için anne ve babalarının yanından alınıp Fredkent’e getirilen çocuklardan biri olan Rosi, geçen on iki yılın ardından küçük kardeşi Bobo ve diğer çocuklarla birlikte ailelerinin yanına geri gönderileceklerini haber alır. Bir yandan yıllar sonra gerçek evlerine, gerçek anne ve babalarına kavuşacakları için heyecanlanırken bir yandan da alıştıkları hayatı ve Fred anne-babalarını bırakacakları için üzülüp endişelenen Rosi, yeni evlerine vardıklarında endişelerinde pek de haksız olmadığını görür. Yıllardır ayrı kaldıkları yuvaları hiç de beklediği gibi değildir, gerçek anne ve babaları da öyle. Fredler tarafından, diğer tüm çocuklar gibi, sonsuz bir anlayış ve şefkatle büyütülen Rosi,  gerçek anne ve babasının ona düşman gibi davranıp şiddete başvurmaktan hiç çekinmediği bu ürkütücü yerde küçük kardeşi Bobo’yu korumaya ve gerçekte neler olup bittiğini ortaya çıkarmaya kararlıdır. Ne var ki gerçekler on iki yaşındaki bir çocuğun anlayamayacağı kadar korkunçtur.

1 yorum :

  1. Başka bir blogda da görmüştüm bu kitabı.Sabırla devamını beklemeli! ^_^

    YanıtlaSil

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın