20 Mart 2016 Pazar

1 Güneş Demirel - Seni Severken // Kitap Gurmeleri ile Okuma Serüvenleri


~~~*~~~
Bir yağmur damlası kadar küçük varlığım, aşka düştüğüm andan itibaren okyanusa dönüşmüştü. Sanki bütün dünya insanlarının aşık kalbi birleşmiş ve benim sol tarafıma yerleşmişti.
~~~*~~~


Yayınlanan 3. eseriyle yine gönülleri aşk kıvılcımıyla titretti Güneş Demirel. Zaman zaman acıtan, zaman zaman gülümseten, kıskançlıktan eriten, aşkla içini ısıtan bazen hüzünle gözlerini dolduran yürek burkan bir kitap olmuş Seni Severken.

Bir çiftin değil birkaç çiftin ilişkisine ev sahipliği yapan kitap birçok duyguyu aynı anda hissettiren bir kurguyu barındırıyor.

Şimdi Benimsin kitabı ile tanıştığımız ve Aşk Kanatları ile kalemine hayran kaldığım yazar Güneş Demirel şimdi üçüncü kitabı Sene Severken ile hem kalemini ne kadar geliştirdiğini hem de yine okurlarını tatmin edecek bir hikayenin kapılarını açtığını gösteriyor. Akıcı ve sürükleyici kalemiyle kurguya aldığı hikayede aşk ve mutluluk kadar hüzün ve acı da barınıyor ve bütün bu duyguların arasında arkadaşlığa, aile ilişkisine de değinerek evimizde yaşadığımız hayatı gösteriyor, tabi içerisine de biraz olağanüstülük de katmıyor değil.

~~~*~~~
"En kötüsü de ne, biliyor musun Gülsu abla? Özlemenin bile suç olduğu sevdalar..."
"Deniz... Özlemek, insanın hissedeceği en özgür duygudur aslında. Kimse karışamaz."
"Haklısın... ama en çok can yakanı da o galiba."
"Hayır Deniz... En çok can yakanı, sana ait olmadığını bilmektir."

~~~*~~~

Kitabın tanıtım yazılarında ve Ephesus Yayınları'nın facebook sayfalarında paylaşılan alıntılarda kitabın Ateş ve Deniz arasında olduğunu düşünmüştüm... eminim ki sizde benim gibi düşünüyorsunuz. Ama yanılıyorsunuz! Çünkü Ateş ve Deniz'in imkansız görünen aşkı anlatılmıyor kitapta... Deniz'in ağabeyi Kaya'ya değiniyor mesela... ya da Deniz'in yanında çırak olarak çalışan Kenan'ın hayatına... Deniz ve Ateş'in ailesinin ilişkilerine dokunuşları yapıyor kurgu... Ateş'in hayatında yaşadığı zorluklara da değiniyor... ama bütün bunların yanında Kenan'ın annesinin hayatına dokunuyor... en göz dolduran, hüzünlendiren hikaye olan Gülsu'nun hayatına... Erkan'a olan aşkına...

Kitabı okuyan birçok kişi eminim ki Ateş diye ölüp biteceksiniz ama... Erkan... ahhh o Erkan yok mu? İşte benim gönlümü fethetti... ya Gülsu'nun aşkı... şu kitapta beni en etkileyen aşk Erkan ve Gülsu'nun aşkı oldu. En çok üzüldüğüm kişi Kenan oldu... Gaye ve Ecem...ben bunların hayatını daha çok üzüldüm, hüzünlendim.

~~~*~~~
"Yıl yılı üstüne alırken, hatıralar değerini kaybetmedi. Sadece daha derinlere gizlenip, acısını azalttı. O hep benim sevdiğimdi, ben de onun... Hayatımıza giren insanlar, olaylar, ayrılıklar bunu değiştiremezdi. O başka sefer yol almış, bense kuytulara gizlenmiştim. Yönlerimiz zıt taraflara baksa da, aşk ayrıldığımız noktada sabitti."
~~~*~~~

Size bir şey itiraf edeyim mi? Sanırım kitabı okurken de en çok Gülsu ve Erkan'ın hikayesinin sayfaları beni mest etti ve onların oldukları sayfaların bitmesini hiç istemedim. Hep onların duyguları anlatılsın, onların acıları paylaşılsın istedim. Artık mutlu olsunlar istedim.

Deniz ve Ateş mi? Evet, aşıktılar... evet Deniz sevdiği adamın başkasıyla olmasını izledi... ama boş versenize...

Gülsu sevdiği, aşık olduğu her şeyini verdiği adamla neler yaşadı... kalbi onunken nasıl kırıldı... Erkan sessizliğiyle çaresizliğini nasıl yaşadı... onları sevdiler... sevdikleri için acı çektiler... yıllarca aşklarını kalplerinde gizli gizli beslediler...

Aşk en çok Gülsu ve Erkan'a yakıştı be!

~~~*~~~
Gözleri kaybetmekten korkan, 
dili incitmeye yeminli bir savaşçıydı Erkan.
~~~*~~~

Kenan, Gaye ve Ecem üçlüsünü ekstra bir sevdiğimi söylemeliyim. Açıkçası kitapta beni en çok şaşırtan da Gaye'nin zekası oldu. Bir de olan onca olaydan sonra Can Komiser'le Gaye arasında bir şey olmasını dilerdim. :)

Baya uzattım yorumumu kitap içeriğine daha fazla girmeden bitirsem iyi olur ama söylemek istediğim birkaç bir şey daha var :)

Kitapta anlatımda geçişler vardı. Beni takip eden bilir tek kişi tarafından anlatılmasını severim kitabı, burada da Deniz tarafından veya Ateş tarafından okuyabiliyorduk hikayeyi sonra bir bakıyorsunuz üçüncü kişi tarafından anlatılıyordu bu pek hoş gelmedi bana. Çünkü bu kitapta birden fazla hayata dokunduk ve tek bir kişi tarafından anlatım ya da direk üçüncü kişi tarafından anlatım dört dörtlük olurdu. O yüzden bu kitap 5 üzeriden 5lik bir kurguya sahipken bu anlatım yüzünden 5 üzerinden 4,5 veriyorum :)

Kitabı, kurgusunu çok sevdim. Hele dediğim gibi Gülsu ve Erkan kalbime dokunan bir hikayeye sahipti.

~~~*~~~
"Kaçmak kolay geldi sana. Oysa gurura yenilmeyecek kadar kuvvetli bir aşka sahiptik biz."
"Yanılıyorsun Erkan. Bizim sahip olduğumuz şey sadece bir masaldı."
~~~*~~~

Sadece bildiğimiz bir aşk romanı değildi, aile ilişkilerine değinen arkadaşlığı anlatan aşkı yüreklerinde yaşayan ve yaşatan  ve doyasıya aşkını yaşayan karakterlerin olduğu bir kurguya sahipti bu kitap.

Belki sadece Ateş ve Deniz olsa bu kadar beğenmezdim ve sıradan bir hikayeye ev sahibi olurdu gözümde ama bu şekilde muazzam olmuş :)

Güneş Hanım'ın kalemini seviyorum, akıcı ve sıkmayan bir kalemi var. Gereksiz uzatmaları falan da yok bir de karakter geçişli anlatımları olmasa çok süper olur :) tabi bu bir sonraki kitabını hevesle ve merakla beklemeyeceğim anlamına gelmiyor. Yeni kitabınızı beklemedeyim :)


Kitabın adı    : Seni Severken
Yazarı           :  Güneş Demirel
Yayınevi        :  Ephesus Yayınları
Sayfa sayısı    : 480

Kitabın tanıtım yazısı: 


Karşılıksız bir aşka ömrünüzü adayabilir misiniz? Deniz, kendini bildiğinden beri âşıktı Ateş'e. Tüm geçmişini dolduran ve geleceğin bile silemeyeceği bir aşka emanet etmişti kalbini. Onun için nefes almak demek, Ateş demekti. Ne yıllar vazgeçirebilmişti onu sevdasından, ne de sevdiği adamın başkasına ait olduğunu bilmek… Her geçen gün umudunu yitirse de, kalbinin pusulası hep Ateş'i gösteriyordu. Peki, vazgeçmemek, çok istemek yeter miydi hayallerin gerçek olmasına?

Ateş, mükemmel bir yaşama sahip olduğunu düşünürken yanılmıştı. Hiç beklemediği bir anda hayatının yönü değişmiş, bir yaprak gibi savrulmuştu. Kendine yeni bir düzen kurmaya çalışırken, içinde yanan ve yandıkça daha da büyüyen nefret duygusuyla baş edebilecek miydi? Kalbinize dokunacak bir aşk hikâyesi okumaya hazır mısınız?

1 yorum :

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın