21 Şubat 2013 Perşembe

0 Leigh Bardugo - Gölge ve Kemik


O kadar uzun zamandır fantastik kitaplar kategorisinde vampir ve kurtadam gördük ki artık bu türün adı geçtiğinde direk aklımıza gelen yaratıklar vampirler ve kurtadamlar olmuştu. Sanki hayal güçlerimiz bu iki türde takılı kalmış gibiydi. Ki sırf bu yüzden fantastik kitap almaz hale gelmiştim. Ancak son zamanlarda okuduğum fantastik kitaplar o kadar farklı türler, olaylar ve hayal dünyası kapılarını açtı ki tekrar bu türe olan hevesim canlandı. Beni bu şekilde heveslendiren DEX ve Ephesus'tan sonra da Martı Yayınları oldu.

"The Grisha" serisinin ilk kitabı Gölge ve Kemik fantastik bir kitap ve muhteşem bir hayal dünyasına dayalı. Bu kitabı okuyan okuyucunun kitabın herhangi bir satırında tatminsiz olacağını sanmıyorum.

Kitabın kapağı çok güzel ki orijinal kapak yanılmıyorsam ve içinde tasvir edilen yerlerin harita şeklinde kitabın başlangıcında gösterilmesi muhteşem, Grisha'ların sınıflandırılmasının yapılması çok güzel ve iç tasarımı kusursuzdu. Sanırım fantastik türde bu tür şeyler çok dikkat çeken noktalar. Martı Yayınları bu yönden takdir ediyorum cidden özenli çalışmışlar.

Yazarın dili çok sade ve okurken sıkılmak mümkün değil ki olay akışındaki kendinizi kaybedip kitaba kapılıp gidiyorsunuz ve bir bakmışsınız onlarca sayfa okumuşsunuz... Kitabın kurgusunu çok ince ve özenle işlemiş yazar ve yapılan mekan tasvirlerini gözünde canladırmak çok kolay oluyor.

Kitabın kurgusu çok güzeldi. Eğitim yerleri, insanların tavırları insanda merakta bırakıp okumaya ve kitabı bırakmamaya teşvik ediyor. Alina'nın yeteneği, Malyen ile olan arkadaşlığı, Karanlıklar Efendisi'nin gizemli tavırları, Küçük Saray'daki Grisha'ların davranışlar... Kitaptaki her karakter neredeyse kitabı heyecanlı hale getiriyor.

Kitabın konusunu kaba taslak anlatayım, yoksa detaylara girip de okumak isteyenlerin hevesini kırmayayım. Alina bir haritacı ve Karanlıklar Diyarı'ndan geçecekler ancak geçiş sırasında volcraların saldırısına uğruyorlar. Alina'ın gücü sayesinde Karanlıklar Diyarı'ndan geri dönüyorlar. Ne Alina ne de diğerleri onun gücünden haberdar değil. Bunun üzerine Karanlıklar Efendisi'ne Alina'nın gücü gösteriliyor ve bunun sonucunda Alina'nın Güneşin Hakimi olduğu öğreniliyor. Olaylar da bu noktadan sonra başlıyor.

Kitabı herkese tavsiye ederim. Fantastik türü sevmeyenler bile bence okusunlar çünkü okurken kitabın fantastikliğini unutup sanki gerçekmiş gibi kapılacaksınız kitaba. Ben çok beğendim ve serinin devam kitaplarını da heyecanla bekleyecek ve merakla okuyacağım.

Kitabın konusunu aşağıda belirtiyorum:
Onu yalnızca geçmişi… geleceği ise bir tek o kurtarabilir… 
“Bekle!” diye sesimi yükselttim ama o çoktan arkasını dönmüştü. Kolunu tuttum, bizi izleyenlerden gelen şaşkınlık dolu seslere aldırış etmedim. “Bir yanlışlık olmalı. Ben… düşündüğünüz gibi…” Yavaşça bana dönüp kolunu tutan elime ters ters bakınca sustum. Elimi çektim ama öyle hemen geri adım atmayacaktım. “Ben düşündüğünüz kişi değilim,” diye fısıldadım çaresizce.Karanlıklar Efendisi biraz daha yakınıma geldi, sadece benim duyabileceğim bir sesle, “Kim olduğunu bildiğini hiç sanmıyorum!” dedi.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın