1 Eylül 2012 Cumartesi

0 Judith McNaught - Kusursuz


Yorum: Çiğdem

Kusursuz bir kitap!

Şöyle söyleyeyim kapağı ne kadar kötüyse içeriği bir o kadar güzel olan bir kitap. Açıkçası bu romanı okumayı sürekli erteledim başlarda çünkü kitap kapağının benim adıma itici bir havası vardı. O yüzden kapağın ve tanıtımının bu kitaba büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Çünkü asla içeriğinin kalitesini yansıtabilecek kadar iyi değil. Orijnal kitap kapağı kesinlikle çok daha iyi.
Bu konuda ki sitemimi geçecek olursak... :)

Judith McNaught'un Türkçeye çevrilen tüm kitaplarını okumuş olan birisi olarak gönül rahatlığıyla en iyi romanlarından birisi olduğunu söyleyebilirim, hatta benim için kesinlikle ilk ikide yer alıyor.

Kitabı okumayanlar için hemen şu an, kitabı şiddetle tavsiye ettiğimi söylemek istiyorum çükü yapacağım yorumda kitap içeriğine ciddi anlamda değinebilirim ve istediğinizden fazlasını okuyabilirsiniz :) Kitabı daha sonra okumayı düşünenler için söylüyorum: Okuduğunuzda ertelediğiniz her saniyeye pişman oluyorsunuz...

Bu noktadan sonra dikkat, çünkü kitap içeriğine giriyorum :)

Zack'in yaşadıkları benim gibi haksızlığa gelemeyen insanlar için tam olarak çıldırma sebebi. Öyle ki daha başlar başlamaz babaannesinin ona karşı takındığı tavır ile bile sinirleriniz zıplayabilir. Tabii karısı ve arkadaşları da ayrı bir alem. O yüzden bu sinir bozucu kısmı atlayıp direk olarak Zack ile Julie'nin ilişkisinden bahsetmek istiyorum.

Zack'in tamamen haklı kaçışı, arkadaşının ölümünden kendisini sorumlu tutması, Julie'nin ölmesine sebep olduğunu düşünüp kendisini ölüme bırakması, Zack ve Julie'nin dağ evindeki kavgasından sonra Julie gitmeye karar verince yaşanan olaylar ve diyaloglar, Zack'in Julie'yi dağ evinden gönderdiği an ve yine Zack'in Julie'ye hissettiği her şeyi anlattığı mektup gibi duygusal anlamda gerçekten içinize dokunan sahnelerin sıklıkla karşınıza çıkacağı bir roman bu. Ama özellikle bir hava alanı sahnesi vardı ki en çok gözlerimi yaşartan sahne odur. Ayrıca kitap boyunca Julie'ye en çok kızdığım sahne...

Detaylı olarak anlatmak istemiyorum, okumayanlar için, kitabın tadı kaçmasın diye ancak ne olursa olsun Julie'nin Zack'e olan inancını bir şekilde kaybedebilmesi benim canımı sıkan bir noktaydı. Ayrıca genelde bayan yazarların kitaplarında karşılaştığımız üzere: O ciddi hatayı yapıp Zack'in hayatından 6 ay daha çalan Julie'nin değil, Zack'in özür dilemesi de hoşlanmadığım bir ayrıntı. Özür dilemesi gereken o değildi ki! O sahne Zack'in açısından anlatılsa nasıl bir şey çıkardı ortaya merak ediyorum :)

Ama yine de Julie'nin kötü hissetmesi bu konuda benim gibi ona kızanların iyi hissetmesine neden olacaktır :) Bu konuda bir az vicdansızım sanırım çünkü Julie'nin acı çekmesinden, zayıflamasından ve kendi hayatına gerçek anlamda odaklanamamasından inanılmaz zevk aldım. Sürekli bir "oh olsun" modundaydım.

Julie'ye aşık olan FBI polisinin istemeden de olsa onları bir araya getirmesi de güzel bir ayrıntıydı bence.

Bu dramatik kısımları geçecek olursak eğlenceli kısımları da bir o kadar tekrar tekrar okunası sahnelerdi. Julie ve Zack'in birlikte film izledikleri anlar okuduğum kitaplardaki tüm eğlenceli sahnelerden sıyrılabilir benim için...

Julie'nin, Zack'i sevişme sahnelerinde izlemek istemediği için hiç bir filmini izlemeyi teklif etmemesi,   Zack'i beğendiği aktörler arasında saymaması ve Zack'in buna ciddi anlamda bozularak izlediği tüm filmlere ve aktörlere berbatmışçasına yorumlar yapması ve nihayetinde de Julie'nin, Zack'in oynadığı bir filmdeki sevişme sahnesini izlemesi üzerine yaşanan kıskançlık diyalogları gerçekten çok keyifliydi. Ya da kardan adam yapmaya çalıştıkları sahneler...

Sahnelerden bahsettikçe aklıma bir yenisi geliyor ve şu an bile çok konuşmuş durumdayım aslında. Bu yüzden daha fazla uzatmadan bu noktada susup sözü İnci'ye bırakıyorum. Bu kitabı ikimiz de ayrı ayrı yorumlamak istedik çünkü gerçekten okuyucusu için ayrı bir yer edinen bir kitap en azından bizim için böyle. Şu ana kadar aklıma dört ya da beş kez okuduğum ve şu an hakkında bu kadar çok konuştuğum için yeniden okuma isteğiyle dolduğum kusursuz Kusursuz'u herkese şiddetle tavsiye ederim.


Yorum: İnci Pyn'ın

"İçinde Aşk Saklı"'dan daha güzel bir kitap. Çok iddialı oldu ama benim için öyle :)

Kitap yorumuna "Zack'in büyükannesinden nefret ediyorum" diyerek başlamak istiyorum. Ki gerçek duygum da bu ne olursa olsun! Ki Zack'i kovmakla ve men etmekle kalmadı resmen kardeşleri ile görüşmesini de yasakladı. Yaşlı, moruk kadın!!!  Ve küçük bir uyarıda bulunuyorum kitap içeriğine girmiş olabilirim. :)

Zack'in kendi hayatını kendi kurması ve başarıya ulaşması takdire değer kısımlardı. Ama tabi karısından yediği kazık da ayrı bir olay. Kadın ölmeyi zaten hak etmişti. Suçsuz yere hapse girip oradaki zorluklara dayanması işte benim Zack'im dedirtir. Tabi biz bunları detaylı okumadık ama ben hayal gücümü konuşturdum :)

Julie'nin da sütten çıkmış ak kaşık olmaması yazarı daha çok sevmeme neden oldu. Kusurlu karakterler okuduğumuzda daha gerçekçi geliyor. En azından benim için. Julie'yi evlaklık alan aile de gerçekten çok iyi yürekli insanlar. Aslında Zack'in büyükannesinin bu gibi insanları örnek alması gerekir! Neyse konudan sapmayalım. :)

Zack ve Julie'nin tanışmalarından kitap sonuna kadar olaylıydı. Severim böyle kitapları. Hiç adrenalin bitmiyor. Merakla okuyorsunuz. Tabi bunun yanında üzüldüğüm ve gözlerimin dolduğu ve tüylerimin diken diken olduğu sahnelerde vardı. Mesela Zack'in mektubu ben gülümsetirken dgözlerimi doldurdu ve havaalanında yaşananlar... Julie'nın durumu... Zack'in yanlış anlaması... Ve Zack'in elindeki yüzük... İşte bu kısım itiraf ediyorum beni ağlattı. Normalde duygusal değilimdir ama kitaba nasıl kaptırdıysam kendimi düşünün işte...

Kitapta Matt ve Meredith'i görmek güzeldi. Onlarında yardımı oluyordu tabi. Ahh bir de Julie'nin ağabeyi ve eski karısı... Bir de FBI ajanları var tabi... :) FBI denilince macera kovalamaca sanmayın :) Sadece hapisten kaçan suçlu birini arıyorlar :)

Zack'in buzlu suya Julie için girmesi ve kurtarma çabasına girmezsem içimde kalır. Karısını öldürmüş suçlu birinin yapacağı bir hareket değil bu! Ve aktörler hakkında Julie ve Zack'in konuşmalarında kahkaha attım. Gerçekten çok güzeldi o sayfalar ama inkar edemem yazarın tanıdığımız ve oyunculuğuna hayran olduğumuz oyuncuları da kötüler yazmasını kınadım. Ha tabi kitap alt tarafı ama işte görmek istemediğim bir şeydi şahsen benim.
FBI memurunun Zack'in ofisine girip mektup ve iki video kaset verdiği zamanki Zack'in tavrına sinir oldum. Gerçi kendince haklıydı ama olsun. :)

Son sahne de Zack'in kasabaya geldiğindeki sayfalar çok güzeldi. Taksi şoförünün Zack'e karşı olan konuşmaları, Julie'nin öğrencilerinin konuşmalarını hep gülümseyerek okudum. Ama asıl kahkaha attığım kısım kasabadaki oteldeki balayı süiti idi. Kemiklerini Dinlendir Oteli'nde, mor döşenmiş, mutfağı olan balayı süiti. Meredith ve Matt'e bundan bahsederken bende kahkaha attım.

Ben bu kitabı Çiğdem'in baskısı ile aldım ve okudum. Ama bayıldım. Okumayanların okumasını şiddetle tavsiye ederim. Benim favori kitaplarımdan biri.

Kitabın konusunu aşağıda belirtiyorum:
"Kuşkusuz, acıklı çocukluğunun kaosundan sıyrılıp kusursuz bir yaşam yaratmayı başaran bir genç kızın, korkunç bir suçla itham edilirken inatla masum olduğunu iddia eden genç bir adamla karşılaşmasının ve ikisini birbirine bağlayan çaresizlik, aşk ateşi ve tutkunun dramatik öyküsüdür.  
Koruyucu aileler arasında sürüklenirken kendisini evlat edinen ailenin sevgi şemsiyesi altında, yüreğinin yaraları iyileşen Julie Mathison, hayat dolu bir genç kıza dönüşmüştür. Yaşadığı küçük Teksas kasabasında öğretmenlik yapmakta; kendisine koşulsuzca verilen sevgiyi, sevgiyle geri ödemek ve hayalindeki 'kusursuz' hayata ulaşmak için elinden geleni yapmaktadır.  
Ve... Bir gün Julie'nin hayatı, karısını öldürmekle suçlanan, Oscar ödüllü yönetmen/aktör Zachary Benedict'in hayatıyla kesişir... Teksas hapishanesinden kaçan Zack, genç kızı rehin alır ve Colarado tepelerine götürür. Julie dehşet içinde, ondan kaçıp kurtulmak içinden elinden geleni yapar; ancak bu yakışıklı yabancıya umarsızca kapılmıştır ve beyninde, genç adamın masum olduğunu fısıldayan, bir türlü susturamadığı bir ses vardır..."

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Kitap ya da yazı hakkındaki görüşünüzü bizimle paylaşın